
idea worker - fikir işçisi
ŞİKAYET DEĞİL ÖNERİ…
30.09.2014 17:32İş hayatıma ilk başladığımda, yani çıraklık dönemimde, işimle ilgili karşılaştığım bütün olumsuzluklardan şikayet ederdim. Maaş, laptop, iş yapış beklentileri, yöneticiler, harcırah vs. her şey kusurluydu. Sadece benim içim mi? Çevremdeki iş arkadaşlarım da genellikle şikayet etmeyi seviyordu. Kalfalık dönemim başlayana kadar, şikâyet edip durdum. Ve şikayetleri dinleyip durdum. Yedi yıllık banka denetimi tecrübem geride kalmak üzereyken, kalfalığa terfi ettim. Evet, henüz "usta" değilim. Unvan muadillerimde "senior" ve "kıdemli" gibi sıfatlar olsa bile, henüz bir kalfayım. Ki kalfalık sürekli öğrenme ve kendi geliştirme sürecidir.
Kalfalık sürecim başlayınca, ak sakallı dede bana göründü ve şunları söyledi: "Evladım,
akıllı insan şikâyet edip durmaz!". Evet, şikayet ve akıl aynı kulvara ait
kavramlar değil. En başta, hiçbir işveren (kamu&özel) en güzel ve iyi
şartları bize sağlamakla mükellef değil. İkincisi, hiçbir iş ortamı mükemmel
bir ortam değildir zaten. Ve en önemlisi de; şikâyet değil çözüm üretmeliyiz.
İç çözüm veya dış çözüm... Öncelikli amacımız iç çözüm olmalı. Yani çalıştığımız
şirkete değer katıcı ve mevcut sorunları azaltıcı çözümler... Çalışma
şartlarında, İK uygulamalarında, süreçlerde vs. sorunlar mı var? "Ne
önerebilirim, nasıl düzeltilebilir, ne yapılmalı?" soruları zihnimizi
kaplamalı. Ve devamında, bulduğumuz çözümleri üst yönetime önermeliyiz. Öneri
yapmadan önce, ayrıntılı bir sunum hazırlamalıyız. Sunum derken; ikna etmeyi
hedefleyen ve katma değer sunan... İç çözüm olmadı mı? Dış çözümü gündeme
almalıyız. Atalarımız ne güzel demiş: "Ya bu deveyi güdeceksin...". Aksi takdirde,
iç huzuru elde etmemiz mümkün değil. Dış çözümde de mantıklı olmak ve acele
etmemek gerek. Bazı insanlardan gördüğüm üzere, ana hatlarıyla düşünmeksizin iş
değiştirmenin sonucunda huzur sağlanmıyor. Ki bence iş değiştirme dikey
pozisyonlar için gerçekleşmeli, eğer büyük bir sorun yoksa. Yani çalıştığınız
şirkette örneğin kıdemli denetçiyseniz, yeni bir şirket düşündüğünüzde, en
azından iç denetim birimi müdür yardımcısı olmayı hedeflemelisiniz.
İş hayatında mutluluğu sağlayan temel şey ise "Sürekli Gelişim Felsefesi".
İngilizlerin dediği gibi, bekleyene her şey gelir. Kendimizi geliştirelim,
bulunduğumuz makamı şikayet değil, çözüm makamı haline getirelim ve zamana
bırakalım kalanları... Şikayet insanı hayattan soğutan saçma bir şeydir...
—————