
idea worker - fikir işçisi
“BABANIN YERİ mi?” SORUSU ve İÇ DENETİM İŞLEVİ
13.06.2019 21:40Yıl 1999… Kayseri’de arkadaşlarla dolaşıyoruz. Meşhur bir dönerci var. Ki tereyağlı sosu şahane! Ağzı laf yapan bir arkadaş döner ustasına psikolojik baskı yapıyor: “Usta, biraz daha sos döksene hepsine!”. Ustanın eli nazlı mı, nazlı. Arkadaşın ısrarlarına rağmen, ustamız sos dökmemekte ısrarlı. En sonunda diğer usta sinirlendi, geldi ve fazladan sos dökmeyen ustaya çıkıştı. “Döksene arkadaş! Babanın yeri mi?”. Bu anıyı hiç unutmam ve “Babanın yeri mi?” sorusu kafamın içinde dolaşır durur.
“Çalışan bağlılığı”, “Personel devir hızı”, “Performans yönetimi” ve “Çalışanların şirket başarısında katkıları” konuları oldukça derin konular ve bu yazıda bunlara değinmeyeceğim, ama şu sorunun yanıtı önemli: “Bir çalışan, çalıştığı şirketi kendi malıymış gibi hissetmeli mi, hissetmemeli mi?”. Bu soruyu elbette hissedarlara ve çalışanlara ayrı ayrı sormak gerekir. Bir patron şunları söyleyebilir: “Arkadaşım, bu şirket sadece bana ait. Çalışanlar hiçbir şekilde bu gerçeği sorgulayamazlar”. Başka bir patron da şunları söyleyebilir: “Bu şirket kâğıt üzerinde bana ait, ama çalışanlarımın bu şirketi kendilerine ait gibi hissetmeleri için elimden geleni yapıyorum. Belli şartlarda çalışanlara hisse vermekten, çalışan çocukları için kreşe kadar türlü türlü olanaklar sunuyorum.”. Evet, iki türlü patron da piyasamızda mevcut. Öte yandan, çalışanları da farklı sınıflandırabiliriz. Kullanmadığı ışıkları özellikle kapatmayan çalışanlar da tanıdım, fotokopi kağıdının arkasını kullanan çalışanlar da… Patronuna içinden sürekli hakaret eden de, patronunu öz abisi gibi gören de… Şimdi, bütün bunları bir yana bırakacağım ve mesleğim olan, iç denetime geleceğim. Az önce bahsettiğim konular müstakil konular ve saatlerce tartışsak, orta bir yol bulamayabiliriz.
İç denetim işlevi ne zaman göreve dahil olabilir? Eğer patronlar/hissedarlar “Çalışan bağlılığı” konusunu önemsiyorlarsa ve bu konu ile şirket başarısı arasında artı yönlü korelasyon olduğunu düşünüyorlarsa, iç denetim işlevi şirketine fayda sağlayabilecektir. Bazı üst yöneticilerin patronları yanlış yönlendirmelerine engel olabilecek işlev “iç denetim işlevi”dir. Maalesef, bazı üst yöneticiler kendi kaprisleri ve egoları ile kavga halinde olup, astlarına acımasızca davranmaktadırlar. Mobbing konusunun gündemde olmasının en önemli sebeplerinden birisi bazı üst yöneticilerdir. Mobbing’in en çok uygulandığı kurumların arasında neden bankalar mevcuttur? Bankaların çoğunda patron diye bir kavram yokken veya patronu banka mahallinde görmek çok mümkün değilken, bankalarda mobbing konusu neden gündemden düşmez. Evet, bazı üst yöneticiler sebebiyle! Peki, iç denetim işlevinin yapması gerekenleri iki maddede özetleyelim:
-
“Çalışan Bağlılığı” konusunun süreç yönetimi mantığıyla ele alınmasını üst yönetime ve yönetim kuruluna tavsiye etmelidir. Süreç yönetimi mantığının kullanımıyla birlikte, temel performans göstergeleri (KPIs) ve kontrol noktaları gündeme gelmiş olacaktır. Bu noktaların doğru tasarımı ve uygulanması konularında tavsiye ve iç denetime tabi tutma görevleri iç denetim işlevine aittir.
-
İç denetim işlevi kendi bünyesinde “psikolojisi bozuk” iç denetçileri istihdam etmemelidir. İcrai personele özellikle kötü davranan ve asan/kesen iç denetçi algısı kökten yıkılmalıdır.
—————