idea worker - fikir işçisi


HİKAYESİ OLMAYAN ŞİRKETLER

09.03.2016 16:39

Ülke olarak büyümek, kalkınmak ve zenginleşmek istiyoruz. İlk 10 ekonomi arasına girmek gibi iddialı bir hedefimiz var. Peki, bu isteklerimizi gerçekleştirebilmek için eksik olan bir şey mi var? Evet, bence eksik olan şey şu: Şirketlerimizin birçoğunun coşkulu bir hikayesi yok. Bu tespiti teyit edebilmek mi istersiniz? Şirketlerin web sitelerine girin ve teyit edin. Çoğu şirketin kurumsal web sitesinde "vizyonumuz ve misyonumuz" diye bir alan var, ama düz yazıdan mürekkep, muhtemelen başka şirketlerden kopyalanmış ve okuyucu için hiçbir heyecan yaratmayan ifadeler... Halbuki şirketlerin coşkulu hikayeleri olmalı ve okuyana heyecan vermeli... Birkaç örnek vermek istiyorum. (Memleketimin şirketlerinden örnek vereceğim...)

 

Hikayesi Olan Şirket Örneği: PISERRO (Web sitesinden alıntı)

 

"1973 yılında Ali Rıza KISAKÜREK tarafından temelleri atılan, 25.000 m2 açık alan 11.500 m2 kapalı alan üzerinde 700 çalışanı günlük 1200 takım elbise ve 1200 gömlek üretimiyle Türkiye'nin önemli bir erkek giyim kuruluşu olan Atlas Giyim Sanayi Ticaret A.Ş. son teknolojilerle donatılan üstün üretim yapısından aldığı güçle 7 /24 giyilebilen ürünler tasarlayan ve kendi tesislerinde üreten PİSERRO, kimyasındaki kalite ve fonksiyonellikle şıklığın şifresini yeniden tasarlıyor.

Mükemmeli oluşturmak için çıktığı yolculuğuna, kusursuz işçiliğin kaliteyle buluştuğu koleksiyonlarıyla günümüz modasına ışık tutuyor.

Tamamen müşteri odaklı hizmet anlayışıyla, Türkiye deki güçlü yapılanmasının yanında uluslararası arenada da mağazalaşma çalışmalarını sürdüren geleceğin öncü markası PİSERRO, gelecekte de erkek giyimin vazgeçilmez markalarından olacaktır.

Akdeniz Şıklığından Dünya Markasına..."

 

PISERRO'nun web sitesini incelediğinizde, gerçekten de bir heyecan hissediyorsunuz. Ki şirket sahipleri sadece iplik üretimiyle yetinebilirlerdi. Ama markalaşma ve koleksiyon oluşturma konularına kafa yordukları ve mesleki heyecan duydukları çok açık.

 

Hikayesi Olmayan Şirket Örneği: X TEKSTİL (Web sitesinden alıntı)

 

 

"1993 yılında Kahramanmaraş'ta kurulan X Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş., 70.000 m²'lik arazide toplam 45.000 m² kapalı alanda 55.000 kg/gün iplik kapasitesi ile üretim yapmaktadır.

Geçmişi çırçırcılık ve pamuk ticaretine dayanan, pamuk üretiminde uzmanlaşmış olan X Tekstil bu birikimini iplik üretimine taşımak istemiş ve 1993 yılında open-end iplik yatırımı yapmıştır.

Ne 6/1 den Ne 40/1'e kadar çeşitli numaralarda %100 pamuk ipliği üreten X  Tekstil, kendini open-end iplik üretiminde uzmanlaştırmış, ve uluslararası pazarda yerini bu şekilde sağlamlaştırmıştır.

2014 yılında Ring Kompakt tesis yatırımı yapma kararı almış ve Mart 2015'te faaliyete geçirmiştir. 2015 yılında faaliyete başlayan Ring işletmemiz, 32.500 m m²'lik kapanı alanı ile Türkiye'nin tek çatı altındaki en büyük kompakt ring işletmesidir. Ne 30/1 den Ne 100/1'e kadar çeşitli numaralarda %100 pamuk ipliği üretmektedir.

Firmamız bugün itibari ile Open-End ve Ring Kompakt %100 pamuk ipliği üretimine devam etmektedir.

X Tekstil San. Tic. A.Ş.'nin üstlendiği misyon; verimliliği üst düzeyde, maliyetleri alt düzeyde tutup aynı zamanda kaliteli ve hızlı üretim yapmaktır."

 

X Tekstil'in hikayesinin olmadığını belirttim. İtirazlar gelebilir. Hikaye düz yazı değildir. Hikayede heyecan, ruh ve sürükleyicilik vardır. Ki Kahramanmaraş şirketlerinden bahsediyorum. Kahramanmaraş tekstil, tekstil Kahramanmaraş demek... Yani siz iplik üretmekle övünüyor olabilirsiniz, ama sizin yaptığınız işi yapan onlarca ve belki de yüzlerce şirket var...

 

Büyük şirketlerden küçük şirketlere, hatta esnaflara dönelim. Aynı işi yapan esnaflar var. Ama bir kısmı kısa sürede kepenk kapatıyor. Elbette çok farklı sıkıntılar olabilir, ama kepenk kapatma ve iş heyecanı arasında sıkı bir etkileşim olduğunu düşünüyorum. İşinizi seviyorsanız ve heyecanınız varsa, emin olun ki olumlu enerjiniz işteki başarınıza sirayet edecektir.

Şirketlerimiz nasıl hikaye oluşturabilir, naçizane fikirlerim şunlar:

1- Patronlarımız işlerini sevecekler

2- Patronlarımız ürün ve hizmet yelpazelerini nasıl geliştirebileceklerine sürekli kafa yoracaklar. Yine itirazlar gelebilir ve çok fazla açılmanın risklerinden bahsedilebilir. Çok farklı sektörlere açılmaktan bahsetmiyorum! Mesela un fabrikanız var... Eğer salt çuvalla un satarsanız, aslında kaybediyorsunuz demektir. Mesela sağlıklı gıdaya dönüş eğilimi var toplumda. Kepekli unu tüketici için paketlerseniz ve paketlerinizde tasarım kullanırsanız... İşte, bir adım öne geçtiniz. İki adım öne geçmek istemez misiniz? Cici paketlerde kurabiye üretmek gibi seçenekler de mevcuttur. Unutmayalım ki ürünlerimizin paketlerinde tasarım ve görsellik kullanmak sizi daha çok kazançlı kılacaktır.

3- Patronlarımız çalışanlarını sevecekler ve yaratıcı özelliklere sahip personeli istihdam edecekler. Kıpır kıpır, yerinde duramayan, beyni sürekli sorgulayan ve yaptığı işten heyecan duyan personel çok kıymetli bir hazinedir.

4- Patronlarımız tasarım, markalaşma, patent, kalite, yalın üretim, inovasyon ve pazarlama gibi kavramlara önem verecekler ve bu kavramları hayata geçirebilecek personeli istihdam edecekler.

5- Bir önceki maddede belirttiğim hususlar elbette pahalı hususlar... Ciddi kaynak aktarımı gerektirecekler. Dolayısıyla riskler de artmakta. O zaman?.. Patronlarımız iç denetim fikrine ısınacaklar ve iç denetim biriminin kurulması ve etkin bir şekilde çalışması için ellerinden geleni yapacaklar. Burada bir tuzak var! Patronlarımız çağdaş iç denetçi istihdam edecekler, klasik denetim elemanı değil... Çağdaş iç denetçiler de sadece güvence hizmetlerine odaklanmayacaklar, aynı zamanda danışmanlık faaliyetlerine ağırlık verecekler...

 

 

—————

Geri