idea worker - fikir işçisi


NASIL BİR ORTAMDA ÇALIŞMALIYIZ?

26.11.2015 12:35
Konuya iç denetim odaklı yaklaşacağım. Farklı meslek mensupları kendi meslekleri açısından farklı düşünceleri savunabilirler. Aslında denge kurmanın zor olduğu bir konu... Tam olarak konuya girmeliyim artık. "İç denetçi ve iletişim" aslında yazının odak noktalarından. Çalıştığımız şirketin faaliyetlerine bağlı olaraktan, farklı birimlere, farklı şehirlere, farklı şubelere ya da acentelere iç denetim faaliyeti için gidiyoruz. İç denetçinin 7/24 sabit olarak çalıştığı durumlar istisna. Çalıştığınız şirketin yatırımları tek bir şehirde toplanmış olsa bile, en azından şirket binası içindeki diğer birimlere, üretim hattına veya depolara gitmek durumundasınız. Haliyle şirketin diğer çalışanlarıyla sürekli muhatap oluyorsunuz. Her ne kadar iç denetçiler, teftiş geleneklerinden kalma, ketum olmayı genel olarak tercih etse bile, diğer personelle iletişimden kaçmak mümkün değil. Ki sağlıklı iletişim kanalları kurmak bir erdemdir ve iç denetimin nihai çıktılarını olumlu etkileme potansiyeline sahiptir. Fakat çalışma ortamlarında mevcut olan gereksiz uğultu (çalışırken bile sürekli muhabbet peşinde koşan insanlardan, sohbet amaçlı yapılan telefon görüşmelerinden vs. kaynaklı) iç denetçinin çalışma verimliliğini düşürme potansiyeline sahip. Zira iç denetim mesleği dikkat, odaklanma ve sabır gerektirmekte. Örnek vaka: Banka müşterisi için hazırlanan rating raporunda mevcut olan bazı bilgilerin doğruluğunu test ederken, yan masada oturan şube pazarlama personelinin şu şekilde sizle geyik yapmaya çalışması: "Mustafa Bey, sizin iş de amma zorlayıcı bence vs..." ya da "Mustafa Bey, fişmekan banka yan tarafa şube açtı ve piyasaya saldırıyor. Bizden de çok sayıda müşteri kapacak gibi." ya da "Mustafa Bey, şubeye geçmeyi düşünüyor musunuz?"... Çok sayıda örnek verilebilir! E, rating raporunu kontrol ediyordum?! Baktığım her şeye tekrardan bakmak zorundayım. Evet, iletişim çok önemli, ama mesai saatleri içinde geyik yapmanın ne manası var? Farklı bir şubeye denetime gidildiğinde, sessiz bir ortam tercih edilebilir. Örnek: Şube toplantı odası... Ama tercih etmeme taraftarıyım. İletişim kanalları elbette açık olmalı, ama mesai saatleri içinde sadece önemli veya işle ilgili hususlar için. İç denetçiyle iş haricinde konuşmak isteyen personel, şöyle bir yaklaşım geliştirse: "Mustafa Bey, müsaitseniz öğle yemeğine şubeden diğer arkadaşlarla birlikte gidelim mi? Sizi görmüşken, paylaşmak istediğimiz konular var." (Canlandırma amaçlı, gerçek olmayan bir vaka yukarda yazdıklarım.). Mesela yakın bir günde öğle arasına kadar zihnimi tam olarak toplayamadım, zira inanılmaz bir uğultu vardı ofis ortamında. İnsanlara kızamazsınız, ama öğle araları ya da mesai harici diğer vakitler muhabbet/geyik için yeterli değil mi? İç denetçinin en önemli silahı bilgisi. Bilgi için de okuma ve araştırma gerekli. Zihni yoğunlaşma olmazsa olmaz şart. Ofislere hastanelerde asılı olan, sus işareti yapan hemşire resimleri mi asalım, bilemiyorum. Ve şundan da eminim: Ülkem işyerlerinde ses ölçümü yapılsa, dünya ve AB ortalamasından kat kat fazla çıkacaktır.
 

—————

Geri