SAVUNMA EKONOMİSİ

"Savunma Ekonomisi" ve "Hümanizm", maalesef, çatışabilen kavramlar. Aselsan ve Roketsan gibi kuruluşlarla övündüğümüzde, "kan sevici" olarak anılabiliyoruz. Ama maalesef ki dünya gerçekleri çok farklı.

"Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" kavramı asla ve asla "kan sevici" olmak değildir. Caydırıcı ve çağdaş bir ordumuzun varlığı aslında bölgemiz için teminat unsurudur.

Tehdit analizi yaparsak, komşu ülkelerin kaç tanesine %100 güvenebiliriz. Elbette "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh", ama daha dün Anadolu topraklarında kadınlarımızın namusu ve insanımızın hayatı ayaklar altına alınmaya çalışılmadı mı? Milli Mücadele'nin üzerinden asırlar geçmedi. Açıkçası "Azerbaycan" haricinde, diğer komşu ülkelere güvenemiyorum. Bu asla ve asla ırkçılık değildir. Mesela İran nüfusunun önemli bir bölümü Oğuz Türkü'dür (Azeri vs.), ama İran'ın resmi devlet politikaları ülkem için risk oluşturabilir. Deli Petro'nun torunu Putin'e mi güvenelim ya da?

Velhasıl, savunma sanayi bakir bir alan ve yaşadığım Adana'da bu alanda yatırım yapılmasını ve kümelenme oluşmasını hararetle savunuyorum.