idea worker - fikir işçisi


SORGULAYAN İNSAN

19.08.2015 12:18

Zor bir insan olduğum iddia edilir ve bana "bay muhalif" diyenler de mevcuttur. Aslında bu iddia ve isnat doğru değil. Ben sorgulayan bir insanım ve hadiselerin arka planındaki mantığı kavramaya çalışıyorum. Evet, dünyada her şeyi salt mantıkla açıklayamazsınız ve akıl her şeyi çözemez. Yani vicdan, sezgi ve his gibi kavramlar çok önemlidir; fakat birçok şey bir denklemden ibarettir.

Hayat fonksiyonu = a.X + b.Y + c.Z + vicdan + sezgi + his...

Kısacası; hayat fonksiyonu matematiksel/ekonometrik bir denklem olarak ifade edilebilir.

Askere gittim ve bana şunlar söylendi: "Komutan her zaman haklıdır!". Hayır! Bu saçmalığı asla kabul etmedim ve bunun neticesinde buz gibi soğudum askerliğin yapılış şeklinden. Envanter dışı kalmış geri tepmesiz toplar, çalışacağı meçhul G-3 piyade tüfekleri, 1940'lı yıllardan kalma top bataryaları... Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri modernizasyona devam etmektedir, ama bizim tabur bu haldeydi ne yazık ki. Üstüne "Kısa dönemler işe yaramaz askerdir." mantığı da eklenince... Ben vatana hizmet düşüncesiyle askere gittim, ama bahsettiğim hususları görünce... Velhasıl, bedenim ve zihnim askerliğe isyan etti ve bölük komutanıyla takışmaya başladım. Kendisi uzun dönem askerleri tekme tokat döver, biz kısa dönem askerlere de sürekli hakaret ederdi. Gittim ve tabur komutanına şikayet ettim bölük komutanını. Bölük komutanı yanıma geldi bir gün ve bana mırın kırın etti. Tabur komutanından azar yediği belliydi. Tezkere alana dek, benle uğraşmadı. Amacım orduyu mu bozmaktı ya da komutana isyan mı? Asla! Ki Kara Harp Okulu'na gitmediğim için pişmanlığım içimde caridir. Eğer gitseydim, muhtemelen kurmay bir subaydım bugünlerde...

İşe ilk başladım ve bana şunlar söylendi: "Üstat her zaman haklıdır!" Hayır! Bu düşünceyi asla kabul etmedim ve üstatlarla anlaşamadığım konularda ikna edilmeyi bekledim. Bazı üstatlar anlayışlı çıktılar ve mantıklı gerekçeler sunup, beni ikna ettiler. Bazı üstatlarsa, maalesef, otoriteyi kullanmayı denediler. Kolay pes eden birisi değilim. Kendi otoriteleri yetmeyince, birim müdürüne kadar şikayet ettiler beni. Birim (eski) müdürümüz beni bankamızın şubelerinden birisine sürmekle uyarmıştı. Korkmuş muydum? Hayır, istifa edebileceğimi söylemiştim. Bunlara gerek var mıydı peki? Asla! Birbirimizi ikna etmeyi denesek olmaz mıydı? Üstatlar yanılamaz mıydı? Şube denetimlerinde asistan denetçi arkadaşlarla çalışıyoruz zaman zaman. Hiçbir zaman şu düşünceleri asistan denetçi arkadaşlara aktarmadım: "Ben senin üstadınım ve benim düşüncelerime itaat etmek senin en temel ve hakiki vazifendir!". Baktım, arkadaş ikna mı olmuyor. Susuyorum ya da başka denetçiden de görüş almasını istiyorum. Bu beni küçük mü düşürüyor? Büyüklük "asmak ve kesmekse", ben de küçük düşeyim.

Allah'ın varlığını bile sorguladım yıllarca. Evren ve varlık kendi kendine olabilir miydi, sorguladım. Ve en sonunda aklımla, kalbimle ve vicdanımla bir sonuca ulaştım. Türk tarihini ve mili kahramanlarımızı da sorguladım yıllarca. Ve kimin kahraman olduğuna ve kimin de kahraman olmadığına bir kanaat getirdim. Ve bu topraklarda hamaset her zaman işe yarar ve milyonlarca insan Osmanlı der, inler, ama "Padişahımız, siz her şeyi daha iyi bilirsiniz." diyen yalaka, ahmak ve dalkavuk vezirlerin sayısının artmasının sayesinde koca cihan devletinin bir uçuruma yuvarlandığını çok az kimse idrak eder... Akletmek ve sorgulamak insanın sahip olduğu büyük şeyler...

—————

Geri